KÜBA’NIN DOĞAYA SAYGILI TARIMI
Marketlerin
hepsinde, dükkânın bir köşesi organik ürünleri ayrılıyor;
televizyonlarda organik ürünleri öven söyleşilere sıkça rastlanıyor; ama ben o
ürünlerin, şu amansız kazanç yarışında, sahici olduklarına inanmıyorum; böyle
bir tarımın ancak para için yarışın ortadan kaldırıldığı bir toplumda
gerçekleştireceği inancındayım.
Nitekim,
doğrulaması soL gazetesinde, Esin
Saraçoğlu’nun Küba’ya yaptığı bir gezinin anlatımından geldi; Esin, çevreyi gözeten tarımı merak
etmiş; Havana’daki üretim birliklerinden birinin başkanı Miguel’le söyleşmiş; söyleşinin önemli bölümlerini paylaşalım:
“Esin- Bu kadar ilginç ne yapıyorsunuz
burada?
Miguel- Bugün Küba’da yaklaşık 350 000 kişi kentsel tarımla uğraşıyor.
Kentsel tarım, insanlara düşük fiyata, sağlıklı ürün sağlıyor. İş alanı
yaratıyor. Kentlerde yaşayan kadınlar bu üretimin önemli bir parçası. Bizim
üretim birliğinden biliyorum, kadınlar her zaman daha iyi yönetici, daha iyi
üretim birliği üyesi oluyorlar. Kentsel tarım, ayrıca, ortalama ömrün yaklaşık
80 yıl olduğu Küba’da, emeklilik çağında insanlara bir yaşama umudu sağlıyor.
Çocuklar da küçük yaşta toprakla uğraşmanın çok değerli bir şey olduğunu
öğreniyorlar. Üstüne üstlük, kentin içinde yeşil, güzel ve hoş bir hava yaratıyoruz.
Kentsel tarım, her yıl, l milyon ton besin üretiyor Küba’da. Bu üretimin tamamı
organik ve yerel. Yerel olması önemli, gerçek organik tarım yerel olmalıdır
çünkü.
Esin-
Ne üretiyorsunuz?
Miguel – Marul, ıspanak, karnabahar gibi sebzeler. 30 farklı sebze var
bunun içinde. Meyveler, tıbbî bitkiler, süs bitkileri de. Toplam 10 hektar kullanıyoruz, 800 metrekareyle işe
başlamıştık. Küçük bir işleyimimiz (sanayimiz) bile var.
Esin
– Konserve mi yapıyorsunuz?
Miguel – Hayır, henüz değil. Geri kazanımdan elde edilen şişeleri
kullanıyoruz. Domates salçası, sarımsak
püresi, baharat, sirke hazırlıyoruz. Katma değerli ürünler bunlar. Böylece
fazla ürünleri saklamış oluyoruz.
Esin
– Hayvan da yetiştiriyor musunuz?
Miguel – Evet, sığır, tavşan, biraz da keçi yetiştiriyoruz. Bir de
böcek.
Esin
– Küba’da böcek yendiğini bilmiyordum.
Miguel – Yoo, hayır, böcek yemiyoruz. Şöyle anlatayım: organik tarımda
iki önemli sorun var: salgınlarla, hastalıklarla savaş ve bitkilerin gelişmek
için gerekli şeylerle beslenmeleri. Hastalıkla savaşta, zararlılarla beslenen
böcekleri üretiyoruz. Bir başka önemli sorun da, çeşitlilik. 400 farklı bitki
yetiştiriyoruz. Ayrıca, sürekli aynı şeyi üretmiyoruz, ürün dönüşümü en
vazgeçilmez koşul.
Esin
– Yapmadığınız iş yok galiba?
Miguel – Saymakla bitmez gerçekten. Asıl önemli olan şu: burada bir
döngü sağlıyoruz. Hayvanları beslemek üzere bitki yetiştiriyoruz. Hayvanlar
gübre üretiyor. Gübreyi solucanlara veriyoruz. Solucanların ürettiği organik
besini bitkilere veriyoruz. Dünyadaki en iyi gübre budur. Mısırlılar solucanı
kutsal bir varlık sayarmış. Çünkü, yaşamın kaynağı humus’tur. Hem başı, hem
sonudur yaşamın.
Esin
– Peki üretim birliğindeki örgütlenme nasıl?
Miguel – Üretim birliği küçük bir ülke gibi işliyor. Meclisimiz var.
Kaç yıldır birlikte olduklarına, üstlendikleri göreve bakılmaksızın, herkesin
bir oy’u var. Birlik başkanı beş yıllığına seçilir. Meclis, yasama gücüdür.
Başkan ve yönetim kurulu da, yürütme gücü. Ülkedeki üretim birliği yasalarının
yanında, meclisimizin koyduğu kurallara göre hareket ederiz. Çalışma saatlerini
saptayan, meclistir. Ekonomik bir iş yapıyoruz, ama kurumun temeli toplumsal;
çok demokratik bir biçimde çalışıyoruz.”
Görüldüğü
gibi, 50 yıllık ABD ambargosuna karşın, hem ayakta durmayı, hem de gittikçe
kirlenen bir dünyada yeni hastalıklara yol açmayan, insanı sağlıklı, mutlu,
verimli yaşatan ürünler elde etmeyi başarmışlar. Üstelik bunu, öyle geniş
tarlalarda, en karmaşık, en pahalı makinelerle yapmıyorlar; hemen evlerin
önündeki bahçelerde, lokantaların taraçalarında, aklınıza gelen her yerde;
eskiden çöpe atılan şeylerle yapıyorlar; ve şarkılar söyleyerek, danslar
ederek.
Silah
satışlarının, uyuşturucunun, cinsel sömürünün, kadına işkencenin jet hızıyla
artıp gezegenimizi cehenneme çevirdiği günlerde, bütün insanlık için, bir umut
feneri gibi yanıp sönmeyi sürdürüyor güzelim Küba!
Güncel
Mersin, 29 Ocak 2013