KÜBA’YA AÇLIĞA KARŞI SAVAŞTA ÖVGÜ
Bir
süre önce, Küba’nın Doğaya Saygılı Tarımı başlıklı bir yazı hazırlamıştım;
bizim de içinde çırpındığımız anamalcı kürede insanlar geçim sıkıntısından
yerleri tırmalarken; büyük çoğunluğu acımasızca sömürenler bile sağlıklı besin
bulamazken, türeyim gözeleri üzerinde oynanmış besinlerle yavaş yavaş
zehirlenir, canavara döndürülürken, 50 yılı aşkın süredir ABD’nin tanımdışı
kuşatması sonucu anlatılmaz parasal sıkıntılar çeken Küba’nın halkını evrenin
hepimize armağan ettiği yararlı besinlerle yaşatma çabalarına değinmiştim.
Yazdıklarımın
doğrulaması, hem de ABD’nin kesin denetimi-yönetimi altındaki bir örgütten,
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nden geldi; soL Gazetesi, 17
Mayıs’ta, sözkonusu Örgüt’ün Yöneticisi José
Graziano da Silva, 29 Nisan 2013’te Roma’dan şu mektubu yazmış Fidel Castro’ya:
“Sevgili
Kumandan,
1996
yılında Roma’da toplanan Dünya Gıda Zirvesi’nde alınana karar gereği, bütün
ülkelerde gıda yetersizliği yaşayan insanların sayısını 2015’e kadar yarıya
düşürme hedefine önceden ulaştığı için Küba halkını ve sizi yürekten kutlamak
üzere, GTÖ Genel Müdürü olarak size seslenme onuruna erişmiş bulunuyorum.
Anımsayacağınız
gibi, zirveye katılarak bizi onurlandırmış örgütümüzün toplu belleğinde kalıcı
yer edinen, kısa, ama etkili bir konuşma yapmıştınız. Konuşmanızı şu sözlerle
bitirmiştiniz: ‘Bugün açlıktan ölenler için çalan çanlar, eğer kendini
kurtaracak bilgeliği gösteremez ise yarın insanlık için çalacaktır.’ Ve aktarıldığına göre, zirvenin ardından
gerçekleştirilen basın toplantısında, bu amaca ulaşılsa bile, insanlığın henüz
açlık belasından kurtulamamış öbür yarısına ne diyeceğimizi bilemediğimizi
söylemiştiniz. Dedikleriniz, bugün de önem ve değerini koruyan düşüncelerdi.
O
günden bu yana 17 yıl geçti, önümüzdeki Haziran Roma’da gerçekleştirilecek GTÖ
toplantısında, üye ülkelerin onayıyla, tarihte ilk kez açlığın bütünüyle yok
edilmesini Örgütümüzün bir numaralı amacı hâline getirecek bir karar
alacağımızı size bildirmekten haz duyuyorum.
Açlığı
yenme konusunda üstün başarı sağlayan öbür 15 ülke ve Küba o etkinlikte
onurlandırılacaktır. Bu ülkelerin hepsine, zirvede saptanmış amaca hedeflenene
tarihten önce ulaştıkları için birer onur belgesi sunulacaktır. Küba’ya eşlik
edecek öbür ülkeler Ermenistan, Azerbaycan, Şili, Fiji, Gürcistan, Gana,
Guyana, Nikaragua, Peru, Samoa, São, Tomë ve Principe, Tayland, Uruguay,
Vnezülla ve Vietnam’dır.
Ülkenizin
gerçekleştirdiği bu önemli başarı dolayısıyla sizi yeniden kutlarken, şahsınıza
ve Küba halkına esenlik ve başarı dilerim.
Derin
saygı ve takdirlerimle.”
Gördüğünüz
gibi, 11 milyoncuk Küba, topu topu 50 yılda, Avrupa ve Amerika’nın hindiler
gibi şişinerek övündüğü şu korkunç anamalcı yalan talanı yaratmak üzere, Güney
Amerika’nın da içinde bulunduğu dünyamızı insanlık tarihinde görülmemiş biçimde
soyar; altın, gümüş bakır gibi değerli madenlerini ülkelerine taşıyıp akıl
almaz bir artıdeğer birikimi yarattığı 400 yıllık sömürge döneminin izlerini
sildiği gibi, SSCB’nin yanına bile yanaşamadığı amacı da gerçekleştirmiş, ilk
atalarımızdan timsahın kör bencilliği içende yaşatılan anamalcı düzensizliğin
çürümüş, yozlaşmış insanının yerine YENİ İNSANI; toplumsal yaşamını
dayanışmaya, bilgiyi de besinleri de bütün öbür şeyleri de sese seve paylaşmaya
dayandırmış; dolayısıyla sevgili Atatürkümüzün,
Yurtta Barış, Dünyada Barış ilkesini kendiliğinden yaşayıp uygulayan YENİ
İNSANI geçirmeyi başarmıştır.
Bunun
için sihirli değnek yok ellerinde; son derece somut, etkili bir yol var: bütün
sanal ayrıcalıklara kesin son vermek; yurttaşların hepsine, 365 gün, 24 saat
hiçbir konuda, tek bir yalan söylememek; bütün bilgileri paylaşmak.
Bunu
titizlikle uygulayınca, başka bir yazıda değindiğim şey yine su içer gibi
gerçekleşiveriyor: yeni Anayasa’nın yürürlüğe konabilmesi için açılan ülkesel
tartışmaya tam 8 milyon kişi katılıyor; Havana’da açılan Kitap Fuarı’nda öyle
faso fiso yayınlar değil, içlerinde Dünya Klasikleri’nin de bulunduğu 6 milyon
kitap satılıyor.
Ama
tehlike hâlâ anlatılamayacak kadar büyük: Kübacık 11 milyon; anamalcı
yanılsamada direnen, savaşlarda milyonları birbirine kırdırarak ayakta kalmaya
çabalayan kesimse 6,5 milyar. Bakalım nitelik mi ağır basacak, nicelik mi bu
öldürücü yarışta?
Güncel
Mersin, 18 Mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder