6 Ocak 2013 Pazar
DOĞRU YÖNTEM
DOĞRU YÖNTEM
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, halkına seslendiği “Alo Başkan” adlı izlencenin 10. yıldönümünde, dört gün arka arkaya insanlarıyla söyleşmeye karar verip uygulamaya geçmiş.
10 000 yıllık ataerkil zorbalığın üstüne eklenen anamalcı düzensizlik, biliyorsunuz, hiç dilinden düşürmüyor o sihirli-uyuşturucu sözcüğü: halkerki (demokrasi). Oysa ne kadar sürdüğünü bilemediğimiz, dünyamızın kimi yörelerinde silik izleri hâlâ görünün anaerkil dönemin dışında, böyle bir mutluluk hiç yaşamadı insanlık.
20. Yüzyılın başlarında, Anadolu’da doğan “sarı saçlı mavi gözlü” bir masal kahramanı, Mustafa Kemâl, halkın erkine ve yazgısına sahip çıkabilmesi için doğru yöntemi bulmuştu: 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basmasından ölümüne dek, o günün olanaklarıyla yurdunu dolaşıp insan kardeşlerine çektikleri sıkıntıların nedenlerini en küçük bir yalana başvurmadan açık açık anlatıyor, çözüm yolunu da gösteriyordu. Ancak, 100 000 yıllık ataerkil zorbalık ile 500 yıllık sömürgeciliğin beyinlere çaktığı yanlış yapıları bütünüyle yıkabilmesini en yenilmez olgu engelledi: yıllarca cephelerde bin bir yokluk ve bakımsızlık içinde geçen ömrünün yetmeyişi; bir de, yoldaş, candaş bildiği, halkının kendisine bağışladığı erki seve seve paylaştığı gönüllü devşirmelerin tutuculuğu, korkaklığı, bencilliği.
Buna karşılık, geçen yüzyılın ortalarında, epey uzaklardaki küçücük bir adada, Küba’da, bu doğru yöntemi ondan devralan özü sözü bir, alçakgönüllü, bilge bir önder, Fidel Castro çok daha talihliydi: başlangıçta 12 kişi kalan inançlı ülküdaşları, doğanın ve tarihin bir armağanı olarak girişecekleri atılımları hazır halkının da katılım ve desteğiyle, orada gerçek halkerkinin yaratılmasını sağladı. Hem de neredeyse Devrim’le yaşıt amansız, acımasız ABD ve uyduları kuşatmasına karşın.
İnsanlığın son vebası anamalcılığın ve onun şımarık temsilcisi ABD’nin dayatmasıyla, Meksika dışındaki bütün Güney Amerika ülkeleri Küba’yı dışladı, bırakın yardımı, celladı destekledi.
Ama sonunda anamalcı talan o ülkelerin halklarını o kadar korkunç bir yoksulluk ve yoksunluğa düşürdü ki, aralarından çıkan dürüst, akıllı, tutarlı çocuklar, ağabeyleri, dedeleri Fidel’in verdiği başarılı dersi öğrendi, birer ikişer arkasına takıldı.
Bunların en sağlamlarından biri, kuşkusuz Hugo Chavez; asker oluşunun verdiği üstünlükten de yararlanarak, ülkesini, bölgesini, anakarasını, giderek dünyayı anamalcı talan ve soygundan, mantıkdışı düzensizlikten kurtarmak üzere, çağın en etkili iletişim-öğretim aracını, televizyona kullanmaya ilk günden başladı. Sevgili Fidel Castro, şimdi artık yaşamakta olduğumuz yapısal anamalcı bunalımı bile bizdeki deyimle “en hafif” zararla yaşamakta olan ülkesine bu duruma getirirken, kimi zaman günde 5-6-8 saat konuşmuş, anlatmış halkına. Aynı sihirli değneği şimdi Chavez kullanıyor, hem de göz kamaştırıcı bir başarıyla.
Geçen yüzyılın başında Rusya’da, ardından Çin’de girişilen denemeleri gözünüzün önüne getirin: o günlerin, o ulusların değiştirilmez durum ve koşullarından dolayı, kendini öncü seçen bir küme, silahlı gücün de yardımıyla, kaskatı gelenek, görenek ve inançlarla yetişmiş insanları zorla değiştirmeye kalkıştılar. Sonuç ortada. Toplumcu ülkü bir yana bırakıldı, gizli ya da açık anamalcılık yeniden yürürlüğe kondu.
Oysa doğru yöntem Mustafa Kemâl’inkiydi, Fidel Castro’nunkiydi; insan kardeşlerinize eski düşünüş ve davranışlarını bırakıp benimseyecekleri yeni kılığı sevgiyle, coşkuyla, sevinçle anlatmanız gerekiyor. Ancak o zaman halk kendi yazgısına gerçekten sahip çıkıp en doğru, en yararlı yaşama biçimini seçip uygulamaya başlıyor.
Bugün yurdumuzda, anamalcı vebanın ömrünü tükettiğini; onun silinip yerine Küba’daki, Venezüela’daki sevgiye, coşkuya, sevince dayalı paylaşmacı, dayanışmacı düzeni getirmek gerektiğini söyleyen tek bir siyasal önder yok; öyle olmak isteyeni de dünyanın parasal, dolayısıyla siyasal-askersel gücünü ellerinde bulundurmaya devam edenler ya öldürtüyor ya zindana attırıyor.
Halkın gerçek erkine giden yolu açmış olan ülkeye ve bu yolun öncüsü Atatürk’ümüze yakışan yeni bir evlat çıkarma umuduyla sevgili yurttaşlarım.
Ulus Gazetesi,14.06.2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder