1 Haziran 2013 Cumartesi

MELEK KILIĞINA GİRMİŞ ANAMALCILIK:SOSYAL DEMOKRASİ









MELEK KILIĞINA GİRMİŞ ANAMALCILIK:SOSYAL DEMOKRASİ



            Yazıya biraz eskiden başlayalım:Mustafa Kemâl, Samsun’a hareketinden önce, görüştüğü birkaç kişiden biri olan Miralay İsmet’e: istersen sen de gel der; berikinin yanıtı:”Ben daha yeni evlendim, gelemem”olur; sanki İngilizler bir sabah evlerini basmayacak, ikisinin de ırzına geçip gebertmeyecekmiş gibi; dahası çıkar çıkmaz Erzurum’a Kâzım Karabekir’e mektup yazar:”Sevgili kardeşim Kâzım,bu Mustafa Kemâl çıldırmış, Anadolu’ya gidip halkın önüne düşecek savaş başlatacakmış; sen de bana katıl onu en mantıklı çözüme, Amerikan korumasına razı edelim.”
            İkinci ayrıntı: Mustafa Kemâl Atatürk,  ölüm döşeğinde, o zamanki Başbakan Celal Bayar ile İsmet İnönü’ye özel bir uyarıda bulunur: sakın Sovyetler ile dostluğu bozmayın,  Batıllar ile ikili anlaşma imzalamayın!”
            Sanki böyle bir uyarı hiç yapılmamış gibi, Kurtuluş Savaşı’nın başından beri fırsat kollayan tuzakçı ABD, Rus ayısı seni yutacak diye korkutarak,İnönü’yü 1 Nisan 1939’da ilk ikili anlaşmayı imzalamaya razı eder; bu anlaşmanın ilk maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’yi bundan böyle en çok kayırılan ülke sayacağını kabul ediyor: ölüm yargısı o gün imzalanmış demek.
            2.Dünya Savaşı sırasında, yeryüzüne gelmiş ulusların el alçağı olan İngilizlerin boyunsuz tilkisi Churchill, Adana’ya gelerek İsmet Paşa’yı kendi yanlarında savaşa katılmaya razı etmeye uğraşır; Savaş sonrasında kurulacak paylaşım masasında mutlaka yer almalısınız, der; oysa Yalta’da yalnız üç dev vardır;SSCB, ABD, İngiltere.
            1945’te Savaş bittiğinde SSCB görünüşe göre öbür ikisinin can dostudur; oysa ABD, kuşkusuz İngiltere’nin gizli onayı ve akıl vermesiyle, CİA’yı kurmaya, en büyük tehlike saydıkları ortaklaşmacılığa karşı bütün dünyada savaşıma girişmeye, gerekli önlemleri almaya çoktan başlamıştır.
            Buldukları en etkili araç, sulandırılmış ortaklaşmacılık ya da melek kılığındaki anamalcılık demek olan Sosyal Demokrasi’dir; araç o kadar etkili olur ki, başta İtalyan ve Fransız Komünist Partileri, Avrupa’daki bütün devrimci örgütleri yavaş yavaş eritir; Tarihsel Uzlaşma palavrasıyla uyutup yok ederler.
            Berlin Duvarı’nın yıkılmasından, SSCB’nin dağılmasından sonra da Sosyal Demokrat partilerin gizli görevi olduğu gibi sürer: halkların köktenci isteklerini yozlaştırmak.
            Bizim YCHP’nin de üyesi olduğu Uluslar arası Toplumcu Partiler Birliği geçende yeni bir toplantı düzenledi; ABD güdümündeki AKP’ye gizli açık her türlü desteği sürdürmekte olan YCHP’nin Genel Başkanı da katıldı bu toplantıya; ve dünyanın efendisi ABD’ye yaranmak için besbelli, Türk Yürütmesi’nin başıyla Suriye Devlet Başkanı Esad’ı aynı kefeye koyan bir konuşma yaptı – oysa Batılı sülükler hep birlikte tepesine çullanmazdan önce Suriye, Atatürk zamanındaki Türkiye’yi andıran bir düzen içersindeydi her açıdan.
            Biliyorsunuzdur, Fransa’nın başında şimdi sözümona  Toplumcu Parti üyesi bir Cumhurbaşkanı var; ama bu güzelim toplumcu, altın, bakır, uranyum gibi doğal kaynakları yamyamların elinden kurtarmak üzere Mali’yi acımasızca bombalamaktan çekinmedi.
            Toplumcu Partiler toplantısında, yine Fransızların temsilcisi YCHP Başkanı’nın konuşması sırasında, Suriye’nin çocuk katilini Türkiye’nin demokratik(?) seçimle gelmiş Başbakanı ile bir tutamazsınız, deyip çekmiş gitmiş.
            Eski ünlü Toplumcu Partili Cumhurbaşkanı Mitterand’ın çok saygıdeğer eşi ve daha bir sürü Avrupalı temsilci, çok iyi biliyorsunuz, yıllardır tarihsel dostları Ermeniler ile Kürtleri Türkiye’den koparılmış Federasyon topraklarına kavuşturmak için bıkıp usanmadan çalıştılar, çalışıyorlar; hesaplarına göre, son evreye gelindi bu süreçte.


            Sizin anlayacağınız, anamalcı yalan talanın yerine gezegenimizi de üzerindeki canlı cansız bütün varlıkları da kurtaracak, Küba’da 50 yılı aşkın süredir başarıyla  uygulanan insanca toplumcu düzenin gelememesi için melek kılığına büründürülmüş bu Demokrat Toplumcu Partiler öldürücü görevlerini eksiksiz yerine getiriyor, KÜRESEL HARAKİRİ’ye doğru hızla yol almamızı sağlıyorlar.

                                                                                                                                                                                                                        Güncel Mersin,31Mayıs 2013
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder