“ZENCİ KALINIZ EFENDİM”
Cihat Burak’ın Yapı-Kredi yayınlarınca basılan önceki iki kitabı Cardonlar
ile Yâkutiler’i okumuş muydunuz bilmem; şimdi Ömer Faruk Şerifoğlu’nun
denetiminde,Zenci Kalınız Efendim’i yayınladılar.
Yüzyılımızı en özgün düşünür bilimadamlarından Henri Laborit:
Biz,başkalarıyız,der.Başka bir deyişle,başta anamız
babamız,canlı-cansız,çevremizdeki bütün varlıkların beynimizde ve sinir
dizgemizde bıraktığı izlerin,bellediklerimizin toplamıyız.
Yine Laborit,imgeleme karıştırıcı adını vermiş:belleğin biriktirdiklerini
karıştıran kazan.
Cihat Burak’ın karıştırıcı’sı inanılmaz derecede sıradışı: elinizdeki
öyküleri okurken de,resimlerinden birine bakarken de bunun tadına kolayca
varabilirsiniz,eğer sözcükler ya da imgeler sizde de aynı çağrışımları
uyandırabiliyorsa.
Örneğin,kitaba adını veren öykü gerçekten yaşanmıştır,tıpkı öbürleri gibi;ama
bu yaşanmışa,Burak’ın karıştırıcısı daha ne bezekler ekler, ne oyunlar
oynar.
Yağlı boya resimlerini ya da özgün baskılarını gördünüz mü hiç?
Düş Dünyası adlı özgün baskıda,resmin ortasından bir film şeridi geçer;filmin
karelerinden biri Chaplin’e ayılmıştır;ama imge ustası bununla
yetinmemiş,Şarlo’nun ünlü kılığıyla,değneğine yaslanmış büyük bir görüntüsü sola
oturtmuştur.
Sağda, toynaklılar ailesinden eşekle zebra ve bir sıpa;sıpanın sırtında bir
semer,
Semere bağlı iplerin ucunda ağır bir top;altında bir yazı: tarihi top
taşınırken görevliler soğuk terler döktü.
En tepede, davul zurna eşliğinde bir küme: Diploma alınca oynadılar.
Şarlo’nun sağ bacağının dibinde ünlü Kazıklı Voyvoda’nın başı;sol kolunun
yanında,kazığa geçirilmiş insanlar.
Resmin altıdaysa,boydan boya,en büyük sevgilileri:üç cingöz kedi yavrusu.
Kim kime yaptırabilir böyle bir bileşimi Cihat Burak’ın o inanılmaz
karıştırıcısı olmasa?
Başka bir özgün baskıda,tam bir Fellini curcunası:sağ üst köşede bir maçı
gösteren televizyon;yanında yöresinde anten dolu çatılar;sol köşede denize
açılmış kadırgalar;hemen önünde yeniçeriler;ortalarında at üstünde görkemli
padişah;yanında havya kalkmış ellerde dolaşan top;bunların önünde,bir dizi
,şimdi artık yerinde yeller esen Boğaziçi yalıları;aralarında
ağaçlar,çiçekler;tam ortada yelelerini savura savura koşan kara bir at;sonra
kubbeler kubbeler;bir türbe;dikilitaşlar;kubbeler kalpağa dönüşmüş,altlarında
palabıyık,çatık kaşlı adamların başları.
Vee,yukarıda,padişahın atının başı altında,kocaman: nahh! yapan bir el!
Bütün bir geçmişin,ona göre yitirdiklerimizin kederli,alaycı özeti.
Kısacası, tam Cihat Burak!
Belki çoğumuza tam bir kargaşa gibi gelecek tadına doyulmaz bir şölen!
Sözü uzatmayalım;açın Zenci Kalınız Efendim’i,buna benzer sayısız görüntünün
tadını çıkarın.
Bize bu armağanı hazırlayanlara yürekten alkış!
Cumhuriyet, 10.09.2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder