8 Ocak 2013 Salı

“TÜRKİYE ÜZERİNE NOTLAR”

“TÜRKİYE ÜZERİNE NOTLAR”


Doğa uzun özün versin, çalışkan dostum Metin Aydoğan yeni, yararlı bir kitap daha yayınladı: Türkiye Üzerine Notlar,1923-2005t. Bu yapıt, daha önce hazırladığı Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı’nın arkası. Orada Mustafa Kemâl Atatürk’le ona inananların parçalanıp yutulmak üzere olan Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’i yaratışının öyküsü vardı.
Bu yapıtsa, 11 Kasım 1938’den sonra başımıza örülenleri özetliyor.
17 Şubat 1923’te, İzmir Tutumbilim Kurultayı’nın açılışında bakın ne demiş Ulu Önder:
“Bugün harcadığımız çabaların amacı, tam bağımsızlıktır.Tam bağımsızlıksa, ancak mali bağımsızlıkla gerçekleştirebilir.”
Aynı konuşmanın başka bir yerinde de şu şaşmaz ilke var:
“Taç sahiplerinin, sarayların ve ‘Osmanlı’ devlet adamlarının yaşadıkları görkemi sürdürebilmek için, paraya gereksinmeleri vardı. Dolayısıyla bu parayı sağlamak zorundaydılar.Bunun yolu da, yabancı ülkelerle yapılan anlaşmalardı. Ancak, dışardan alınacak borcun koşulları öyle kötü hazırlanıyordu ki, zamanla alınan borç ödenememeye başladı. Ve sonunda alacaklı devletler, Osmanlı devletinin battığına karar verip başımıza dış borç belasını açtılar.”
Ben öteden beri, yazarların, araştırmacıların, bu sarmalın oluşması sırasında kimin işbaşında bulunduğunu, hangi anlaşmaları imzaladığını anımsatmalarını, özetlemeleri isterim: böylece, içine düşürüldüğümüz tuzakta hangi yerli yöneticilerin sorumlu olduğu tabak gibi ortaya çıkar.
Metin Aydoğan, beynine, bilincine sağlık, işte tam bunu yapmış.
Biliyorsunuz,daha 1919’da, Atatürk Kurtuluş Savaşı’na girişmek üzere Samsun’a giderken, hani şu İkinci Adam (?) sonra tutuculukta el ele verecekleri Kâzım Karabekir’e bir mektup yazıp, aman bu çılgınlığa girişmesini önleyelim, en iyisi Amerikan boyunduruğu’dur demişti; Mustafa göçer göçmez bu gecikmiş isteğini yürürlüğe koymuş, ve 19 Ekim 1939’da, İngiltere ve Fransa ile “Üçlü Dayanışma Antlaşması” imzalamış.
ABD ile yaptığı ilk ikili anlaşmanın tarihiyse 23 Şubat 1945; adı şimdikiler gibi Karşılıklı Yardımlaşma, ama ereği Türk ulusunu Amerikan kölesi yapmak.
12 Temmuz 1947’de, bunun kaçınılmaz uzantısı, Askeri Yardım Anlaşması’nın imzalar.
27 Aralık 1949’da, Türkiye İle ABD Hükümetleri arasında Eğitim Yarkurulu Oluşturulması Konusundaki Anlaşma imzalanır; Cumhuriyet’in temel direği eğitim böylece stratejik ortağımız’ın ellerine teslim edilir,Köy Enstitüleri, Halk Evleri kapatılır, ilk İmam Hatip Lisesi hem de İsmet Paşa’nın eliyle açılır.
Teslim oluşun sonu gelemez elbet; yine İkinci Adam, 12 Eylül 1963’te, AET ile Ankara Anlaşması’nı yapar, Cumhuriyet’imizin 40. yılında, gümrüklerimizi Avrupalı sömürücülere açar, koruma önlemlerini yürürlükten kaldırır.
Nitekim, 1949’da NATO’ya da o başvurmuş, anlaşmayı 1952’de Menderes imzalamış; AET’ye 1959’da Menderes başvurmuş, imzayı atma onuru Paşa’ya kalmış.
Bizim şaşkınların yere göğe koyamadıkları De Gaulle’se, daha işin başında,1963’te açık seçik şunu söylemiş:”Türkiye bütünüyle dışlanmamalı, ancak içeri de alınmamalıdır .”
Canımıza iyice ot tıkayanlardan ünlü Katma Protokol 1 Ocak 1973’te yürürlüğe sokulmuş.
1 Ocak 1966’daysa, kalanı da elimizden almak üzere, Gümrük Birliği (?) boyunduruğu geçirilmiş boynumuza. Ve anımsayın, bütün bunlar, o zamanki yöneticiler, basın, iletişim araçlarıyla büyük utkular olarak sunuldu kandırılan halkımıza, şenlikler düzenlendi. Tıpkı 17 Aralık 2004’teki gibi.
Sözün kısası, canlı kalmak, birliğini sürdürmek isteyen Anadolu halkı, binlerce yıldır tasarlanan, hiç gündemden düşmeyen, 1919’da az kalsın tamamlanacak olan, Mustafa Kemâl kazasına uğrayan, şimdi borç sarmalında son vuruşu hazırlanan amansız saldırıdan kurtulmak istiyorsa, hemen alıp okumalı, okutmalı Metin Aydoğan’ın bütün kitaplarını; sonra belki gereğini yapabilme bilinci yeniden oluşur şu güzelim yurdumuzda.
Cumhuriyet,08.07.2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder