8 Ocak 2013 Salı

TURGUT ATALAY

TURGUT ATALAY
TURGUT ATALAY

Sağolsun,Mehmet Kıyat,son yıllarda güzel bir alışkanlık edinmişti:mevsim sonunda birkaç ustanın sergisini art arda açıyordu.
Bunlar arasında elbet Turgut Atalay da vardı;nitekim,2003 Mayıs’ında en son Doku’da gördüm onu;son yaptığı resimleri,eşiyle birlikte,orada sundu sevenlerine.
Geçen gün uğradığımda,Nevzat Metin haber verdi öldüğünü;biraz da yakındı:kimsecikler yokmuş son yolculuğuna uğurlarken.Ee,bundan daha doğal değilse bile,olağan ne var?
Bundan önceki yüzyıllarda,giderek yıllarda verdiğimiz anlamıyla,sanata,sanatçıya yer mi kaldı tüketim-öğütüm toplumunda?
Bakın ne diyor Turgut Atalay,Nevzat’ın 2001’de bastığı,çıkarken armağan etme inceliğinde bulunduğu kitabında:
Sanatçı toplumun mudur,yoksa yalnız kendinin midir?
İnsan,karşısındakine birşeyler söylüyor.Konuştuğu dilin,sözün anlaşılması gerekir,değil mi?İşte,yeni bir sorun,toplum ve tarih!...Bir sanatçı olarak konuşacak,birşeyler söyleyeceksin!...
Anlaşılmak,dengeli olmak!Galiba,bütün yaşam buna yanıt aramakla geçti;ölçüsüzlüğün serüveninde ölçü aramakla!...
Oyunun tadı değişti dostlar!Boyanın hem keyfi,hem coşkusu,hem de aklı olmalıydı.Biraz da siz arayın boyanın aklını!...
Artık oyun bitti,boya da!...Günahı boynuma,boynunuza!Perde açılıyor,perde.
Kusurumuz affola!...
Evet,ne iyi sezip dile getirmiş:oyunun tadı kaçtı,oyun bitti,boya da!
Aslında,yine de talihli bir dönemde doğup yaşamış:o yıllarda oyunun,boyanın tadına,anlamına inanılıyordu;hızlı tüketim trenine bindirilip elleri kolları bağlanmamış insan kardeşlerimiz hâlâ daha yaşanır bir dünya,kardeşliğin,dayanışmanın diriltildiği bir dünya kurmayı umuyor,bunun için çabalıyorlardı.
Derken,insanlığa o kadar buluşu kazandıran şımarık,semirmiş Batı toplumlarındaki bütün sıradışı akıllar yalnız para kazanıp kazandırmayı,ve bu işi de en kestirme yoldan,silah ve uyuşturucu satarak,başka bir deyişle ölüm saçarak yapmayı seçtiler,günün 24 saatinde,365 gün,uykularında bile buna emek harcamaya koyuldular.
Böyle bir dünyada hâlâ galerilerin bulunması,sergi açılması,resim-yontu kitabı basılması,bunlar için yazı yazılması olsa olsa geri kalmış bir avuç çılgın’ın işidir;çok yakında,posteki modern hepsini silip süpürür.Nitekim,Beyoğlu’ndki büyük galerilerin hepsi uçup gitti,posteki gelip hepsinin yerine serildi.
Turgut Atalay,dediğim gibi,görece talihli bir dönemde yaşamış;tutkuyla sarıldığı her alanda doya doya üretimde bulunmuş;ne mutlu ona da,yakınlarına da!
Çünkü rastlantı-gereklilik ikilisi uyarınca,yeryüzündeki milyarlarca insana bu kadarı düşmüyor,bundan sonra hiç düşmeyecek!
Gerçi evrenden,onun ayrıcalıklı birimi dirim’den umut kesmemek gerekiyor:en iç karartıcı koşullarda yeniden doğuşa izin vermişler hep.
Ancak,korkarım,yerküre evrenin kendisine bağışladığı boyayı tüketmek üzere!
Turgut Bey,yanından,canından ayırmadığı sevgili Muâllâ’sına daha evlendikleri gün bir söz vermiş;günün birinde kitabım basılacak.
Günümüzün korkunç olumsuz koşularına karşın,bu sözü tutmasına yardım etmiş olan Leylâ-Nevzat Metin çiftine bir kez daha alkış.

Cumhuriyet,13.01.2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder