DENİZ AKÇİN BİLGİN:RESSAM
Bir akşam,Karşısanat’tan Ayşe Çetinkaya, elinde kocaman bir zarfla kapımızı
çalana dek,Deniz Akçin Bilgin’den haberim bile yoktu.
Oysa o bir ressammış,hem de doğuştan,hem de sıradışı yetenekli.
Resim öğretmeni Müjgân Akçin ile pilot üsteğmen H.İbrahim Akçin’in kızları
olarak,14 Nisan 1956’da Diyarbakır’da doğmuş;8 Kasım 1999’da Ankara’da
ölmüş.
Liseyi Şişli Terâkki’de okumuş;1973’te,bir yıl,İngiliz Dili ve Yazını
Bölömü’ne gitmiş ;ardından,1974’te,London College of Printing Grafik’e
uçmuş;1979’da okulu bitirmiş;babası sivil uçak sürücülüğüne geçip Singapur’a
atandığı için,ana babasının yanına katılmış.
Ayşe’nin bize getirdiği güzel kitaptaki resimlere bakınca,Uzakdoğu
resminin,ekininin onu ne kadar etkilediği açıkça
görülüyor;renkler,biçimler,düşler...
Oralarda batik sanatını öğrenmiş;belki ki yürekten sevmiş;yurda dönüşünde bu
yöntemle epey çalışmış,sergiler açmış.Kitapta bu ürünlerden de epey örnek
var.
Singapur Ulusal Müzesi’ndeki bir Karma Sergi’ye katılmış;Singapur ve
Endonezya,belleğinde,kişiliğinde çok kalıcı izler bırakmış;bunlar resimlerine
yansımış.
Bu koca gözlü,kıvırcık saçlı ,yaşamı yaşamayı derinlemesine seven,hüzünlü
bakışlı varlık,anasından aldığı kalıtımı çok şaşırtıcı bir yetenekle,düşgücüyle
sürdürmüş.
Geçen yüzyılın ünlü düşünür-bilginlerinden Fransız Henri Laborit,düşgücüne
karıştırıcı derdi:kalıtımla getirdiğimiz anamızın babamızın,insanlık,evrim
tarihinin izlerini taşıyan bellenmiş,ömür boyu beyinde saklanan anı-bilgilerin
sıradan ya da ancak sanatçılarda görüldüğü üzere sıradışı biçimde
harmanlanmasını,yeni biçimler,yapılar oluşturmasını sağlayan düzenek.
Zaten aynı kavram dizisi içinde,bilgi dediğimiz enerji biçimi de,Avrupa
dillerindeki açılımıyla in-form-ation,henüz biçimlenmemiş, bir biçime girmemiş
enerjinin belli bir biçime,yapıya kavuşması demek.
Deniz’in karıştırıcısı sözün gerçek anlamında sıradışı: en yan yana
gelemeyecek,öyle sandığımız öğeleri,renkleri bir araya
getiriyor,kaynaştırıyor,tadına doyulmaz bir şölen oluşturuyor!
Sevgili Cihat Burak’ın resmin hem anası,hem babası saydığı karakalem çizime
kusursuz biçimde egemen;dolayısıyla,ana yapıyı oluşturduktan sonra,ayrıntılar
üzerinde dilediği,coşkularının gerektirdiği gibi oynamış.
Gerçeklerle masallar,düşler ancak gerçek sanatçılarda görülen
biçimde,inanılmaz,tadına doyulmaz bir cümbüş hâlinde iç içe girmiş,kaynaşmış,hiç
bitmemesini istediğiniz şölenlere dönüşmüş.
Yüzdeki,göz kıyısındaki bir çizgiyle kederi,sevinci en yalın biçimiyle dile
getirebilmiş.
Hani şu dillerden düşmeyen gerçeküstücülük onda öyle doğal,öyle yalın,öyle
coşturucu ki.
Belli ki duyarlılığı çok geniş,çok derin.
Bu da,şimdiki küresel sığlık,yapaylık,anlamsızlık içinde elbet çok
yıpratıcı,tehlikeli:yalnızlığını öldürücü bir keskinlikle duyumsamış.
258 ve 259. sayfalardaki kendi resmiyle kardeşi Meltem’inki kanımca bu
sezgimi eksiksiz yansıtıyor.
Sözün kısası,çok yazık olmuş bu sıradışı yeteneğe!
Onu yaşarken tanıyamadığım,sergilerine gidemediğim için de bana!
Bereket,Karşısanat’ın girişimiyle,Burak Boysan,Orhan Esen,İnci Eviner,Korhan
Gümüş,Nâzan Kavukçu,Taciser Ulaş el ele vermiş kitaba temel oluşturacak
gereçleri toplamışlar;onlara 2002’dei Elif Vardar Akçin katılmış;Meltem
Ahıska,Orhan Koçak ve Necmi Zekâ bu gereçler üzeride çalışıp yorumlar
hazırlamışlar;kitabın çizimsel tasarımını Işıl Döneray gerçekleştirmiş.Orhan
Koçak,Aykut Köksal,Mustafa Arslantuna,Semih Sökmen,Emel Güntaş her
sıkıştıklarında yardıma koşmuş.Guaşla yapılmış resimlerin saydamlarını Mehmet
Acar çekmiş;yağlıboya resimlerin,fotoğrafı çekilmemiş batiklerin saydamlarıysa
Cemal Emden’in.
Kardeşi Engin,bu kitapla tanıdığım Akçin ailesine çok yakıştırdığım bir
ölçülülükle,Deniz’i ve resimlerini anlatan yazısını kitabın başına değil,sonuna
koymuş.
Umarım 13 Şubat’ta Karşısanat’ta açılan sergiyi görmüşsünüz,dahası,o güzelim
kitaptan edinebilmişsinizdir.
Bize bu şöleni hazırlayan herkese yürekten alkış!
Cumhuriyet, 17.02.2004
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder