6 Ocak 2013 Pazar

ALİ DEMİR

ALİ DEMİR



            Beyoğlu’nda dolaşmaya 1955’te, üniversiteye yazıldıktan sonra başladım; ilk sevdam elbette sinemaydı. Ama sinemalardan birinde, Saray’da, filmlerin yanında zaman zaman caz ya da klasik müzik dinletileri de oluyordu. Oraya girip çıkmaya başlayınca, günün birinde tam karşısındaki Emlak Bankası’nın demirlerinde, banka kapandıktan sonra resimler sıralanmaya başlandı. Gerçi az ilerde, soldaki Şehir Galerisi’ndeki sergilere de gidiyordum elbet, ama böyle kaldırımda sergiyi ilk kez görüyordum, görüyordu İstanbullular.
            Meğer Ali Demir’miş bu sıra dışı sergilerin yaratıcısı; ama doğrusu, o günlerde adına dikkat etmemiştim. Daha kötüsü, Şehir Galerisi’ne de bir kez konuk olmuş, o zaman da.
            Ancak o soyadına yüzde yüz uyan demir gibi bir insanmış; yıllar içinde giriştiği savaşımı kazandı, kendini ve resimlerini sokaktan kurtardı, tanınmış galerilere girdi, hepimize tanıttı adını.
            Geçen gün, şimdi değişmez yuvasında, Doku Sanat Galerisi’nde, kapağını resimlerinden birinin süslediği bir kitap armağan etti: Ümit Sarıaslan’ın Kendinin Ustası Ali Demir’i.
            Meğer benim gibi onun da kökleri Selanik’e uzanıyormuş; Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki değiş-tokuşta Kayseri’ye,   Darsiyak köyüne yerleşen babası Derviş oğlu Haydar, köyün kızlarından Binnaz’la evlenmiş. Ali onların ilk çocuğu.
            Kitabı alırsanız, Darsiyak’tan İstanbul’a, Hollanda’ya, Almanya’ya uzanın çileli yolda Ali Demir’in hangi dağları aşıp geldiğini, kişiliğini ve anlatımını nasıl oluşturduğunu okursunuz bir solukta. Ben size yalnız kısa bir bölüm alacağım oradan, kişiliğini ve sanat anlayışını özetleyen:
            “Dünyanın geleceğini ulusumuzun ve cumhuriyetimizin geleceğinde, onun varlık ve kalıcılığını dünyanın esenlik ve rahatında arama eylemini bir ütopya, bir düş olarak görmüyorsak; bu tür bir kavrayışın yaşamsallığına inanıyorsak, hemen şimdi, sanatın ve sanatçının aydınlığında bir araya gelmek, eğriyi doğrudan, yalanı dolandan ayırt etme zamanıdır!
            Bu bağlamda bizim olan, bizi bizim kumaşımızın atkı ve çözgüsünde anlatan sanatı da öngörüp üretme işini başkalarına bırakmadan!...Öyle bir buradalık ki, rengi ve şavkı dünyanın gözün alsın; bizi, bizimle, bizden yansıyanla, bizim olanla, bizi anlatıp kuranla görsün dünya insanlığı…Yer altı ve yerüstü zenginliklerimizi, insan kaynaklarımızı gelecek kuşakların hakkını ve hukukunu gözeterek nasıl yurtseverce, insanlık ülküsüyle, yurttaşlık sorumluluğuyla değerlendirmek zorunda isek, sanatı ve sanatla gelecek aydınlığı da aynı sorumluluk duygusu ve titizliğiyle değerlendirmek zorundayız. Başka türlüsü, kendimizi kandırmak olur.”
            Sevgili Ali Demir’in bu özlemi, gittik, kendi gözcümüzle gördük, Küba’da gerçekleştirilmiş: müzikçiler de, ressamlar da evrensel potaya kendi renklerini, seslerini katmışlar, oluşan bin bir renkli ezgileri, kumaşları, resimleri günlük yaşamlarının her yerine, her ânına sermişler.
            Hadi orada, insanlığın en şaşkın, en kıyıcı şımarık çocukları ABD’lilerin uyguladıkları 50 yıllık acımasız kuşatmaya karşın toplumcu düzen kurulmuş, tıkır tıkır işliyor, hem de Amerikan ambargosuna bin katını ekleyen korkunç kasırgalara karşın.
            Ama bilgisayara zaman zaman Afrika sanatından örnekler geliyor; elimizde olanak bulunsaydı da, onlardan bir ikisini renkli olarak buraya koyabilseydim: Afrikalı kadın-erkek kardeşlerimizin kimseye özenmeyen, özgün, çarpıcı, insanı havalara uçuran resimlerini görebilseydiniz.
            Bu örneklere de bakınca, Ali Demir’in, 1939 Nisan’ından beri Batı, özellikle ABD hayranlığıyla yaşatılmaya çalışılan ülkemdeki değeri çok daha büyüyor. Anlayana elbet!
            Sevgili Ali Demir Doku Sanat Galeresi’nin kalıcı ressamları arasında; her yıl hem Ankara’da, hem İstanbul’da sergi açıyor; Ankaralı sanatsever okurlar bu galeriye gidip onun Anadolu insanını, Atatürk ve devrimleri sevgisini yansıtan yapıtlarını kucaklayabilirler.
Ulus Gazetesi, 7 Mart 2011
                                                                                                                                 .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder